BES’İNİZE KORONA DEĞMESİN

BES’İNİZE KORONA DEĞMESİN

Tanışalı üç ay oldu koronayla. Ama hayatlarımıza bir girdi, pir girdi. Aralık ayında birisi bize ‘evlere kapanacaksınız, kimseye dokunmayacak, dışarıya çıkamayacaksınız’ dese; deli gözüyle bakardık kendisine. Tam da baharın yaklaştığı aylarda vurdu, güzel ülkemizi korona. Bütün yaşam biçimimizi alt-üst etti. Ana-babaya, çoluk çocuğa can-ı gönülden sımsıkı sarılamıyoruz. Çocuklarımızı öpmeyi özledik.

Korona bizleri evlere kapatırken, işverenler elden geldiğince çözüm ürettiler, esnek çalışma sistemleri geliştirdiler. Kimi işverenler faaliyetlerine ara verdi, kimisi kepenk kapattı, kimisi dönüşümlü çalışıyor, kimisi evden çalışıyor, kimisi ise zorunlu çalışıyor. Bunun sonucunda bazı işverenler çalışanlara ücretsiz izin verdi. Bazıları yarı zamanlı çalışmaya geçti. Bazıları personeli dönüşümlü çalıştırıyor. Çalışanlar tarafından bakıldığında bunun sonucu olarak gelirler azaldı, düzensizleşti. Ücretsiz izin kullananlarda ise hiç gelir yok. Bu günleri de atlatacağız elbette. Ancak iz bırakacak hayatlarımızda. Yine de ‘sağlık olsun’ diyoruz. Sağlığımız yerinde olsun, elbet günün birinde kazanırız, harcarız, biriktiririz.

Peki, evde olduğumuz, zorunlu ihtiyaçların önem kazandığı bu günlerde BES birikimlerimize dokunmadan bu dönemi nasıl atlatacağız? BES birikimlerini çekersek neler kaybederiz?

BES’İN KORONAYLA İMTİHANI

Gelirin olmadığı veya azaldığı bugünlerde BES birikimini çekmek kısa vadede çok cazip gelebilir. Ancak 10 yılı tamamlamadan ve 56 yaşını bitirmeden BES’ten ayrılan katılımcılar devlet katkılarının tamamını alamadıkları gibi yüksek oranlı stopaj ve yüksek kesintilerle karşılaşıyorlar. Üstelik başlangıç tarihinden kaynaklanan haklarını da kaybediyorlar. Ne demek başlangıç tarihinden kaynaklanan haklarını kaybetmek? Sistemden ayrılan katılımcılar daha sonra sisteme tekrar girmek istediklerinde yeniden sözleşme imzaladıkları tarihte sisteme girmiş olacaklar. Sisteme daha önce girmiş olmaları onlara herhangi bir avantaj sağlamayacak. Peki, BES sözleşmesini sonlandırmadan bu günleri nasıl atlatmalı, nasıl bir çare bulmalı?

ARA VERME HAKKI

İlk çare olarak katkı payı ödemesine ara verilebilir. Böylece mevcut kaynakların tamamı günlük acil ihtiyaçlar için kullanılabilir. Ara verildiğinde katılımcı katkı payı ödemez ama birikimleri üzerinde fon dağılım değişikliği hakkı, emeklilik planı değişikliği hakkı gibi haklarını ve hatta 56 yaş ve 10 yılı tamamlayan katılımcılar emeklilik haklarını kullanabilirler.

OKS kapsamındaki çalışanlar ücret almadıkları dönemlerde zaten katkı payı ödemeyecekler. İşten ayrıldıklarında eğer katkı payı ödeme kapasiteleri yok ise sözleşmeleri askıda kalabilir. Ücret aldıkları dönemde ise ara verme haklarını kullanabilirler. Bu dönemde tercih ettikleri fonlar kendi adlarına TAKASBANK’ta saklanır ve piyasalarda değerlenmeye devam eder. OKS sözleşmelerinden ara verme kesintisi alınamaz.

Gönüllü BES tarafındaki katılımcılar kredi kartlarına veya banka hesaplarına tanımlı otomatik ödeme talimatlarını iptal ederek, katkı payı ödemesine istedikleri sürece ara verebilirler. Ödeme vadesi gelen katkı payını üç ay içinde ödemedikleri durumda sözleşmelerine ara verdikleri kabul edilir. Gönüllü BES tarafındaki katılımcılar ara verme hakkını kullanmadan önce BES şirketinden ara verme kesintilerinin miktarını öğrenerek, yüksek miktarda bir kesinti söz konusu ise durumlarını yeniden değerlendirebilirler.

EMEKLİLİK PLAN DEĞİŞİKLİĞİ

BES sözleşmesini sonlandırmadan önce düşünülecek ikinci çare; katkı paylarının azaltılması olabilir. Katılımcılar emeklilik plan değişikliği yaparak daha düşük katkı payı ödeyebilecekleri emeklilik planlarına geçebilirler. Hazır evdeyken bireysel emeklilik şirketlerinin internet sitelerini inceleyerek planlar hakkında bilgi alabilirler.

Katılımcılar BES’ten ayrılmadan önce giderlerini düşürmeyi üçüncü seçenek olarak değerlendirebilir. Birikimleri belli bir büyüklüğe erişmiş olan katılımcılar, kendilerine kesintileri olmayan veya kesintileri düşürülmüş planlar sunulmasını talep edebilir.

EMEKLİLİK ŞİRKETLERİ NE YAPABİLİR?

Bu dönem hepimiz için zor. Ancak işini ve gelirini kaybedenler için daha da zor. Günlük zorunlu ihtiyaçların karşılanması ve gelecek için biriktirme seçenekleri birbiriyle karşılaştığında, tabi ki bugünkü ihtiyaçların giderilmesi ön planda olacaktır. Üstelik söz konusu olan sağlık ise. Gelecek için biriktirmenin, çok rahat ikinci plana atılabileceği bu dönemde, katılımcıların sistemde kalmasına biraz daha destek vermek, sistemi biraz daha cazip hale getirmek için bireysel emeklilik şirketlerinin devreye girmesinde fayda var.  Peki, bireysel emeklilik şirketleri katılımcılara nasıl destek olabilir:

-Belli bir miktarın altındaki katkı payı olan katılımcılara promosyon olarak birkaç ay 50-100 liralık katkı payı yatırılabilir.

-Emeklilik planlarının en düşük katkı payı aşağı çekilebilir. Böylece ara verme hakkını kullanmayan katılımcılar daha düşük katkı payları ödeyerek başka ihtiyaçlarına kaynak ayırabilir.

-Ara verme kesintileri bu dönem için tamamen kaldırılabilir, hiç alınmayabilir.

-Giriş aidatları ve yönetim gider kesintileri uygulanmayabilir.

-Fon toplam gider kesintileri düşürülebilir.

Bireysel emeklilik şirketlerinin bu işten sağlayacağı en büyük fayda, sistemden toplu çıkışların önüne geçerek sistemin küçülmesini durdurmak olacaktır. Böylece hem ülke tasarrufları gerilemeyecek, hem de katılımcılara yapılacak destekler sistem içinde kalacağından, sistemin büyüme eğilimi devam edecektir.

*Para Dergisi’nin 5-11 Nisan 2020 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

BİST 100 NEREYE?

BİST 100 NEREYE?

TRT RADYO EKONOMİ GÜNLÜĞÜ PROGRAMI 8 NİSAN 2020 PROGRAMI

TRT RADYO EKONOMİ GÜNLÜĞÜ PROGRAMI 8 NİSAN 2020 PROGRAMI