BES YATIRIMLARININ NE KADARI KAMU, NE KADARI ÖZEL

BES YATIRIMLARININ NE KADARI KAMU, NE KADARI ÖZEL

Bireysel emeklilik sistemi 20. yılına girerken, toplum tarafından kabul gördüğünü rakamlardan anlayabiliyoruz. Gönüllü bireysel emeklilik tarafında neredeyse 8 milyon katılımcı birikim yaparken, otomatik katılım tarafında çalışan sayısı da 7 milyona yaklaştı. Sistemdeki birikim tutarı neredeyse 400 milyara ulaşmak üzere.

Bireysel emeklilik sisteminin amaçlarından birisi bireylerin emeklilik döneminde refahlarını, standartlarını sürdürmeleri için birikim yapmasını teşvik iken, ikinci en önemli amacı piyasaların derinleşmesi ve yatırımlara uygun fiyatlı kaynak sağlanması olarak gösteriliyor. Emekleme aşamasını atlatan sistemin artık gelişme dönemine girdiğini söyleyebiliriz. Bu aşamada sistemdeki varlık dağılımı katılımcıların risk ve getiri tercihini ortaya koyması açısından ilginç veriler sunuyor. Sistemdeki varlıkların yaklaşık 25’i altın, yüzde 20’si hisse senetleri, yüzde 14’ü kamu iç borçlanma araçları ve yüzde 13’ü kamu dış borçlanmalarından oluşuyor. Bu portföy yapısı oldukça dengeli bir görünüm sergilerken, halkın geleneksel yatırım eğilimini de ortaya koyuyor.  Ama bu yatırım eğiliminde hisse senetlerinin tutarının giderek arttığına da dikkat çekmek gerek.

Sistemi iki taraflı bir ayna gibi düşünürsek, bir tarafında katılımcılar sisteme katkı payı yatırıyor, aynanın diğer tarafındakiler de, katkı paylarını kaynak olarak reel piyasalarda kullanıyorlar. Katkı paylarını kaynak olarak kullananlara bakıldığında; kamunun, her zaman olduğu gibi kaynakların büyük kısmını kullandığı ve özel sektörün ise kamudan kalan alanda varlık göstermeye çalıştığı söylenebilir. Bunun nedenlerinden birininin özel sektörün henüz kamuyla rekabet edebilecek kadar güçlü olamaması iken, diğeri de halkın da kamu tarafından sunulan ürünlere ilgi göstermesi denilebilir. Bir nevi güvence arayışı, kamu tarafından ihraç edilen varlıklara ilgi oluşturuyor.  Gelin, bu hafta her zamankinden farklı olarak aynanın ön yüzüne değil, arka yüzüne bakalım. Sistemden kaynak kullanan kamu ve özel sektörün dağılımını yakından inceleyelim.

KAMUYA KAYNAK

15 Kasım 2022 tarihi itibariyle kamu, bireysel emeklilik havuzundan, iç ve dış borçlanma araçları ve kira sertifikaları yoluyla yaklaşık 200 milyar kaynak kullanıyor. Yani sistemdeki birikimin yaklaşık yarısını kamu kullanıyor demektir bu. Bunun avantajı kamu borçlanma araçlarının riski düşük olduğundan, sistem açısından güvenli yatırım anlamını taşıyor. Ancak bu borçlanma araçlarının yaklaşık yüzde 70’nin altın ve döviz cinsi varlıklardan oluştuğunu düşündüğümüzde, olası döviz ataklarında kamunun yükünün artacağını öngörmek hiç de güç değil.

ÖZEL SEKTÖR PAYI

Bireysel emeklilik sisteminde özel sektörün sunduğu varlıklar, kamuya göre daha çeşitli. Borçlanma araçları, mevduat, hisse senetleri ve yatırım fonları (girişim sermayesi yatırım fonu, gayrımenkul yatırım fonları ve borsa yatırım fonları gibi)  özel sektör tarafından sunuluyor. Bu çeşitliliğe rağmen özel sektörün sunduğu yatırım araçlarının tutarı, kamudan daha az. Yerli özel sektör BES’e toplamda 162 milyar liralık ürün sunabiliyor. Bunun yaklaşık 78 milyarı hisse senetlerinden oluşuyor. Ancak güzel olan şu ki; özel sektörün sunduğu ürünlerin ağırlığının Türk Lirası olması, sisteme ve özel sektöre fazladan döviz riski yüklemiyor.

YURT DIŞI İHRAÇLAR

Bireysel emeklilik sisteminden sağlanan kaynakların kullanımı konusunda her ne kadar yerli özel şirketler ve kamu tercih edilse de ürün çeşitliliği sağlamak bakımından yurt dışında ihraç edilen yabancı varlıklara da yatırım yapılıyor. Mevcutta yaklaşık 28 milyar liralık bir kaynak, yurtdışında ihraç edilmiş yabancı menkullere ve külçe altın yatırımına ayrılmış. (Külçe altın döviz ödenerek alındığı için yurtdışı ihraçlar içine aldım.) Yukarıdaki tabloda bireysel emeklilik sisteminde kamunun, özel sektörün ve yurtdışı ihraççıların kullandığı kaynakların para cinsine göre dağılımını bulabilirsiniz. 

Hatırlayacaksınız; geçen yıllarda Sayın Cumhurbaşkanı bir konuşmasında, BES’ten özel sektöre daha fazla kaynak aktarılacak demişti, de; bir anda herkes afallamıştı. Kamu yönetimi bireysel emeklilik sisteminden özel sektörün daha fazla kaynak kullanımı konusunda istekli görünmesine rağmen, bu isteği fiiliyata dökmek çok da kolay olmuyor. Çünkü; finansal piyasalarda kamunun ağırlığı özel sektörün kamu ile rekabet edememesine neden olurken, diğer taraftan da kamunun fonların akış yönünü belirleyici gücü, özel sektörün fon akışından yeteri kadar faydalanamamasına neden oluyor.  

*Para Dergisi’nin 20 Kasım-26 Kasım 2022 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

10 ADIMDA BORSA

10 ADIMDA BORSA

BES’TE HEDEFLER

BES’TE HEDEFLER