BORSADA YATIRIMIN A-B-C’Sİ

BORSADA YATIRIMIN A-B-C’Sİ

2020 yılı bir geldi, pir geldi. Finansal piyasalarda büyük çalkantı yaratan ne varsa hepsi 2020’de; diyeceğiz neredeyse. Yılın başında 124 binleri test eden hisse senetleri piyasası, Mart ayında corona ile 82,000’lere geriledi. Temmuz ortalarına ulaştığımız bu günlerde ise tekrar 120 binlerin kapısındayız. Altı aylık dönemde 120 binden 82,000’e sonra tekrar 120 binlere… Buna can dayanmaz! Ama tam da aşırı volatilitenin yaşandığı bu dönemde borsaya yeni yatırımcıların geldiğini görüyoruz. Son bir yıllık dönemde 400 bin yeni yatırımcının hesap açtığından söz ediliyor. Sadece borsaya da değil, yatırım fonları ve bireysel emeklilik fonları aracılığıyla da hisse senedi fonlarına yatırım yapanların sayısı arttı. BİST 100 endeksi tarihi zirveleri zorlarken, işlem hacmi rekorlar kırılıyor. Herkes mutlu, herkes keyifli. Sosyal medyada hisse isimleri (SPK sosyal medyadan yatırımcıları yönlendirenler hakkında Piyasa Dolandırıcılığı suçundan işlem yapıyor ve para cezaları kesiyor.) algoritma formülleri havada uçuşuyor. Böyle olunca hisse adını duyan borsada alıma koşuyor. Faizlerdeki düşüş ve altın-döviz alımlarına getirilen vergi, getiri arayışındaki yatırımcıları adeta borsaya itiyor. Ama gelgelelim borsada işlem yapmak ‘Kurtlarla Tango’dur. Kurdu sırtına yükleyip eve götürmek de var, kurda yem olmak da. İşte bu haftaki çalışmamızda sizlere borsada yatırım yapmanın ne anlama geldiğini, aldığınız riskin ne olduğunu, kazanç ve kayıplarınızın neler olabileceğini anlatmaya çalışacağız.

DOÇ.DR. AYSEL GÜNDOĞDU/MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ

‘Hisse senetleri piyasasının özünde risk vardır

Endeksin sürekli artış gösterdiği borsanın ılımlı olduğu ortamlarda yeni yatırımcıların işlem yapmaya başladığı görülür. Bu deneyimsiz ve genellikle bilgisiz yeni yatırımcı adayları hisse fiyatlarının genel anlamda artması sonucu, sadece kazanmak üzerine tecrübe edinirler. Oysa en az bir kez kaybetmediyseniz henüz yatırımcı değilsiniz, demektir. Hisse senetleri piyasasının özünde risk vardır. Bilgi ve psikolojik etkenler fiyatlara o kadar hızlı yansır ki, bazen planların tam aksi yönünde senaryolar oluşabilir. Bu kadar riskli bir yatırım aracı için borçlanarak, kredi çekerek, evini, arabasını satarak plan yapan yatırımcılar, ne kadar yüksek bir risk aldıklarının farkında değiller. Çünkü yaşadıkları adrenalin bu gerçeği görmelerini engelliyor. Borsada uzun ya da kısa vadeli olarak bir şirketin hissesine yatırım yapmadan önce şirketin karnesi diye nitelendirebileceğimiz bazı özelliklerini mutlaka bilmeliyiz. Hissenin sadece adını, hangi işi yaptığını bilerek o hisseye yatırım yapmak, paranızı çöpe atmaktan farksızdır. Üstelik bu hisse ile ilgili bilgileri mahalledeki manavdan, berberinizden ya da altın günündeki arkadaşınızdan duyarak edinmeniz de risklidir. Çünkü bilgi kulaktan kulağa dolaştıkça ya eksilir ya da yanlış bilgi haline dönüşür. Zamanı ve bilgisi kısıtlı olan bireysel yatırımcılar için; hisse senetleri ve benzeri yatırımlardan al-sat yaparak kısa sürede yüksek getiri elde etmek mucizedir. Yatırımcılara söylenebilecek son söz: Rengi güzel diye aldanıp bilmediğiniz sularda yüzmeyin…’

YATIRIM DÜNYASI

Yatırım yapmak bir gelir elde etmek amacıyla tasarrufları, kaynakları yatırım araçlarına yönlendirmek demektir. Ancak yatırım yaparken; bir gelir elde etmeyi umarken, işlerin istenilen doğrultuda gitmemesi de mümkündür. Bu kez zarar olasılığı gündeme gelir. Zaten borsalarda unutulmaması gereken en önemli düstur ‘kar ile zararın kardeş olduğu’dur. Borsalar ‘bir kefesinde kar, bir kefesinde zararın’ oturduğu teraziler gibidir. Sürekli bir denge arayışı içerisindedir. Bu dengeyi değiştiren, oynatan politik, siyasal gelişmeler, diğer piyasalardaki fırsatlar, deprem gibi büyük felaketler, uluslararası ilişkiler, savaş, büyüme, yatırımlar hatta hava durumu gibi pek çok etmen vardır. Ancak bunlar olayın ön yüzünde görünen nedenlerdir. Aslında arka planda hareketi yaratan şey para ve sermaye akışıdır. Sermaye risk gördüğü yatırımdan, ülkeden, sektörden çıkar, potansiyel gördüğü ülkeye, sektöre girer. Sermaye akışının yöneldiği tarafta varlık fiyatları yükselir, kar potansiyeli artar. Sermaye çıkan piyasalarda zarar olasılığı artar, varlık fiyatları düşer. Örneğin ABD’de FED’in daha önce ihraç edilen borç senetlerini kendi bünyesine alarak karşılığında piyasalara trilyonlarca dolar para vermesi, bu paraların getiri arayışıyla gelişmekte olan ülkelere yönelmesine neden oldu. Bu nedenle risk iştahı arttı, borsalar yükseldi. Coronaya rağmen borsalar neredeyse kesintisiz yükselişini halen devam ettiriyorlar.

FİNANSAL YATIRIMLAR

Finansal piyasalarda menkul kıymet denilen, kıymetli evrak niteliğindeki varlıklar alınıp satılır.  En kaba haliyle finansal piyasalara yatırım, parayla para kazanma çabası olarak yorumlanabilir. Bilindiği gibi ‘emeksiz yemek olmaz’. Bu piyasalarda da emek; bilgiye ulaşmak, bilgiyi yorumlamak, analiz etmek ve kendi potansiyeline uygun yatırımları yapabilmektir. Bunların içerisinde en zoru hangisidir derseniz, kişinin kendi yatırım potansiyelini keşfetmesi en zorudur. Bilgiye ulaşabilirsiniz, yorumlayıp analiz edebilir (ettirebilir) ve yatırımlarınızı yapabilirsiniz. Ancak yatırımların cinsi, vadesi, riski, amaçladığınız getirinin ne olduğu, ne kadar kayba razı olabileceğiniz, ya da ne kadarlık bir getirinin sizi tatmin edip, ‘keşke’ dedirtmeyeceğini keşfetmek, bazen yıllar alır. Hatta belki bu keşfi hiç yapamayabilirsiniz.

Finansal piyasalarda en önemli ayrıd edici nokta vadedir. Yatırımın vadesi bir yıldan az ise para piyasalarından, bir yıldan uzun ise sermaye piyasalarından söz ediliyor demektir.

PARA PİYASALARI

Para piyasalarında vadesi bir yıldan kısa olan kamu ve özel sektör tarafından çıkarılan bonolar, banka bonoları, finansman bonoları işlem görür. Bu yatırım araçları faiz getirisi sağlarlar yatırımcılarına.

Faiz, kabaca paranın belli bir zaman için, kullanım değeri olarak adlandırılabilir. Faizin miktarını belirleyen şey ise enflasyondur. Enflasyon, durduğu yerde gelir getirmeden bekleyen, yatırıma dönüşmemiş parayı, sermayeyi törpüler, satın alma gücünü azaltır.  Faiz yatırımlarında hedef enflasyonu yenmek yani enflasyon oranının üstünde getiri sağlayabilmektir. Ancak piyasalarda zaman zaman negatif faizler de oluşabilir. Faiz getirisi enflasyonun altında kalabilir. Bu da yatırımcıların getiri arayışının artmasına ve alternatif piyasalarda getiri aramasına neden olur. Aynen bugünlerde olduğu gibi. Düşük faiz ortamı ve negatif getiri yatırımcıların bir taraftan hisse senedi piyasalarına yönelmesine neden oldu. Diğer yandan bankalarca sağlanan düşük faizli krediler özellikle konut kredilerinin artmasını sağladı. Tüketici kredileri tarihin en yüksek seviyelerine ulaşırken, neredeyse etrafta kredi kullanmayan kimse kalmadı.

SERMAYE PİYASALARI

Sermaye piyasalarında vadesi bir yıldan uzun yatırım araçları işlem görür. Nedir bunlar? Hisse senetleri başta olmak üzere, kamu ve özel sektör tahvilleri, yatırım fonu katılma payları, gelir ortaklığı senetleri, gayrımenkul sertifikaları, varlığa dayalı menkul kıymetler sermaye piyasası araçları olarak hemen akla gelenlerdir.  Yani hisse senetlerine yatırım yapıyorsanız, bir yıldan daha uzun süre borsada kalacağınızı, kalabileceğinizi, biliyorsunuz, demektir.

BORSANIN İŞLEYİŞİ

Kitabi tanımla borsa; hisse senetleri, yatırım fonları, bono, emtia ürünleri, tahvil, varant, sertifika gibi menkul kıymetlerin alım-satımının yapıldığı organize piyasalardır. Şimdi şöyle bir ‘Pazar’ düşünelim. Bu pazarda çeşit, çeşit, renk, renk hisse senetleri, tahviller, banka bonoları, kira sertifikaları, gelir ortaklığı senetleri, vadeli işlem sözleşmeleri vb. kıymetli kağıtlar satılıyor. Bizim yazımızın konusu hisse senedi yatırımı olduğu için, biz pazardaki hisse senetlerine odaklanıyoruz. Diyelim ki, pazarın bir bölümü hisse senedine ayrılmış. Pazarcılar hisse senetlerini pazarlamaya, alıcılar da tezgahın başında hangi hisse senedine yatırım yapacağının kararını vermeye çalışıyor. Alıcının parası cebinde, satıcının ürünü tezgahın üzerinde. Hangi hisse senedine hangi fiyatı vereceğinizi, aldığınız hisse senedinin gerçek ya da sahte olup olmadığını, üzerindeki temettü veya sermaye artırım kuponlarının tam olup-olmadığını, alışveriş anında veya sonrasında güvenliğinizin nasıl sağlanacağını merak ettiniz mi? Peki, hisse senedini aldınız, tekrar satmak istediğinizde kime satacaksınız? Fiyatı kim belirleyecek? Hadi, diyelim ki, bir fiyatta anlaşıp, bir şirketin hisse senetlerini aldınız ve eve geldiniz; bu kez de evde bunları nerede saklayacaksınız? Çalınabilir, yırtılabilir, kaybolabilir, evde yangın çıkabilir, evi su basabilir ve hatta deprem olabilir. Şimdi adım adım bu pazarın nasıl organize, teşkilatlanmış bir pazara döndüğünü anlamaya çalışalım.

Böylesi bir pazarın ilk ihtiyacı alış-veriş güvenliğinin sağlanmasıdır, değil mi? Önce pazarın mekanının düzenlenmesi, sonra altyapısının oluşturulması, pazarda satılan ürünlerin orijinalliği, alıcının para tesliminin, satıcının kıymetli kağıtları, menkul kıymetleri tesliminin sağlanması, pazardaki ürünlerin standartlaştırılması, bilginin adil ve şeffaf paylaşımı borsa kavramının ana unsurları olarak karşımıza çıkıyor. Alıcı ve satıcının birbirine güvenmesi, pazarda satılan bütün ürünlerin standartlaştırılması, anlaşmazlıklarda çözüm bulunması, bir borsadan beklenen en temel özellikler olarak karşımıza çıkıyor.

Teknolojinin gelişmesiyle hisse senetleri kıymetli kağıttan, dijital ortama taşındı. Yatırım hesapları ve saklama hesaplarının dijital ortamda takip edilmesi, emirlerin internet üzerinden ulaştırılabilmesi yatırımcıların pazara gelmeden işlem yapabilmesini, hisse senedi alıp-satabilmesini sağladı. Böylece borsaların işlem hacmi arttı, pazara daha çok şirketin hisse senedi sunuldu. Bugün Borsa İstanbul’da yaklaşık 400 civarında hisse senedi işlem görüyor. Bunların içinde ülkemizin en önemli şirketleri de var, hiç adını sanını duymadıklarımız da.

SERMAYE PİYASASI KURULU (SPK)

Yukarıda bahsettiğimiz hisse senedi pazarı da dahil olmak üzere,  alım-satım yapan yatırımcıların doğru bilgilendirilmesi, yatırımcının aldığı risklerin neler olduğu, pazarda satılan ürünlerin güvenliği, kuponlarının üzerine olması, pazara kimler hisse senedi çıkarabilir (ihraç yapabilir)  vb. konulardaki düzenlemeler Sermaye Piyasası Kanunun hazırlanmasını ve Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK)’nın oluşturulmasını sağladı. Yani SPK pazarda işlem görecek ürünleri, hisse senetlerinden, hisse senetlerinin sahip olması gereken özelliklere, kimlerin bu ürünleri satabileceğinden, fiyatların nasıl belirleneceğine kadar yasal düzenlemeleri yapmak ve bu yasal düzenlemelerin uygulanmasından ve denetiminden sorumludur.

ARACI KURUM

Yukarıda bahsedilen hisse senedi pazarında alıcı doğrudan satıcılarla pazarlık yaparak fiyatı oluşturuyor. Halbuki, teşkilatlanmış bir borsada yatırımcı öncelikle aracı kurumda hesap açtırarak, kendisine borsada işlem yapacak bir temsilci ile anlaşıyor. Böylelikle yatırımcı cebinde para ile pazarda dolaşma zahmetinden kurtuluyor. İkinci olarak da aracı kurumun seans salonlarından veya evinden internet üzerinden pazara (borsaya) erişerek istediği hisse senetlerinden alım veya satım yapabiliyor. Aracı kurumda açtığı hesapta nakit hareketlerini görebiliyor. Portföyünde bulunan hisse senetlerinin takibini yapabiliyor. Ayrıca aracı kurumlar yatırımcılar için raporlar hazırlıyor, danışmanlık hizmeti veriyor.

PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETİ

Tasarruflarını, birikimlerini uzman ellere bırakmak isteyen yatırımcılar portföy yönetim şirketlerinin sunduğu kişiye özel yatırım yönetiminden faydalanabiliyor. Böylece yatırımcı portföyünü yönetmek için zaman kaybetmiyor. Piyasadaki zarar riskini en aza indiriyor. Ayrıca portföy yönetim şirketlerinin kurduğu yatırım fonlarına yatırım yaparak, uzmanlar tarafından yönetilen yatırım fonlarının avantajlarından faydalanabiliyor.

TAKASBANK

Hisse senetlerinin kıymetli kağıt olarak basılı olduğu ilk dönemlerde, hisse senedi pazarında işlem yapan yatırımcılar, parayı verip hisse senetlerini hemen alabilirdi. Tabi ki bu şekilde gerçekleşen bir yatırımda ciddi bir güvenlik riski doğuyordu. Ayrıca hisse senetlerinin yatırımcının elinde kalmasının yarattığı riskler güvenli bir saklama kurumuna ihtiyaç olduğunu gösterdi. Borsalar organize oldukça kıymetli evrakların saklanabilmesi için kurumlar oluşturuldu.

Kağıt olarak basılı hisse senetlerinin üzerinde temettü ve sermaye artırım kuponları bulunurdu. Takasbank temettü dağıtan şirketlerin hisse senetlerindeki temettü kuponlarını keser ve bunları temettü dağıtan şirkete götürür, karşılığında aldığı nakdi, yatırımcıların nakit hesaplarına yatırırdı. Sermaye artışlarında ise hisse senedinin üzerindeki sermaye artışına ilişkin kupon kesilir ve bu kuponlar karşılığında şirketten alınan yeni hisse senetleri yatırımcının saklama hesaplarında depolanırdı.

Şimdi, ben hiç kağıt hisse senedi görmüyorum, hatta hisse senedi fiziki olarak neye benzer bilmiyorum, diyenler olabilir. Haklısınız, çünkü Kasım 2005’ten sonra artık hisse senetleri kağıt olarak basılmıyor? Ya ne yapılıyor? Kaydi olarak takip ediliyor. Alım-satım ve takas işlemleri de bu kayıtlar üzerinden gerçekleştiriliyor.

MERKEZİ KAYIT KURULUŞU

Kağıt hisse senedinden, dijital kayıtlara geçildiğinde Merkezi Kayıt Kuruluşu devreye giriyor. Merkezi kayıt kuruluşu borsada işlem gören veya görmeyen şirketlere ait hisse senetlerinin, borçlanma araçlarının dijital kayıtlarını oluşturup, bunları müşteri bazında saklama hesaplarında takip ediyor. Yani artık kıymetli kağıttan oluşan hisse senetleri yok. Hesaplarda kayden izlenen hisse senetleri var. Merkezi Kayıt Kuruluşu kayda aldığı şirketlerin sermaye artırımları ve temettü dağıtım işlemlerini otomatik olarak yatırımcıların hesaplarına yansıtıyor. Herhangi fiziki hisse senedi hareketi söz konusu değil.

KAMU AYDINLATMA PLATFORMU(KAP)

Hisse senetlerinin piyasada sürekli bir denge arayışı içerisinde olduğunu söylemiştik. Bu da hisse senedi piyasalarını haber akışlarına açık hale getiriyor. Hem haber akışlarını düzenlemek, hem de yalan ve yanıltıcı haberlerin önüne geçebilmek için Kamu Aydınlatma Platformu kuruldu.

Senetleri hisse senedi pazarında işlem gören veya görecek olan şirketler, yatırımcıları ile bazı bilgileri paylaşmak zorundadır. Bu bilgiler Kamu Aydınlatma Platformunda yayınlanarak bütün yatırımcılara eşit ve şeffaf bir bilgi akışı sağlanıyor. Peki, yayınlanması zorunlu olan bilgiler nelerdir? Şirketlerin 3 aylık, 6 aylık, 9 aylık ve yıllık bilanço ve kar zarar tabloları, bağımsız denetim raporları, temettü ödeme- genel kurul haberleri, üst düzey yöneticilerde değişiklik, olağandışı fiyat hareketleri, şirketin sermaye yapısı ve yönetim kontrolüne ilişkin bilgiler, iştirak, birleşme ve satın alma bilgileri Kamu Aydınlatma Platformu’nda yayınlanması zorunlu bilgilerdendir.

TUFAN CÖMERT /GARANTİ BBAVA YATIRIM-ARAŞ. VE YAT. DAN. KOORDİNATÖRÜ

Model portföylerin takip edilmesi önemli

Borsaya ne kadar yatırım yapılacağı, kuşkusuz yatırımcıların portföy büyüklüğü ve risk algılamasıyla belirlenmesi gereken bir oran. Benzer şekilde, yatırımcıların vade tercihi de portföy dağılımında önemli olmalı. Örneğin uzun vadeli bir yatırım yapmak isteyen, günlük ya da dönemsel dalgalanmalardan etkilenmeyecek bir yatırımcı, portföyünün en az yarısını hisse piyasasında değerlendirebilir. Daha kısa vadeli düşünen yatırımcılar ise getiri tercihlerine göre bu kararı vermeliler. İzlenmesi gereken yol, önce mevcut beklentiler ışığında hangi sektörlerin öne çıkacağını belirlemek, sonrasında ise bu sektörlerde fark yaratacak şirket hisselerine yatırım yapmaktır. Örneğin mevcut durumda düşük faiz ortamı, ekonomideki toparlanma ve sağlanan teşviklerle Türkiye’de perakende, beyaz eşya, otomotiv, enerji ve gayrımenkul sektörleri öne çıkıyor. Ancak bu şirketlere yatırım yapmakla iş bitmeyecek, çünkü piyasalarda ekonomik gelişmelerin yanı sıra, küresel konjonktür ve kanuni düzenlemeler de zaman zaman ani yön değişikliklerine yol açıyor. Bu gelişmeler göz önünde bulundurularak portföy dağılımı ve sektör-şirket seçimleri zaman zaman güncellenmelidir. Bu bağlamda araştırma ekiplerinin sık sık yayınladıkları “hisse model portföylerin” bu mantıkla oluşturulup yönetildiğini, yatırımcıların bu model portföyleri takip etmesinin faydalı olacağını belirtmek isterim. Hisse senediyle ilk kez tanışan yatırımcıların piyasa dinamiklerini, hesaplamaları öğrenmeleri, şirket haberlerini takip etmeleri ve bunları yorumlamaları zaman alacaktır. Bu öğrenme süreci bazı yatırımcılarda “piyasa gidiyor ve ben kaçırıyorum” hissiyatı yaratıp, sosyal medyada duydukları manipülatif hisselere yönelmelerine yol açabiliyor. Yatırımcılar, uzman görüşü olmadan, araştırma kapsamı dışı hisselere yatırım yaparken çok dikkatli olmalılar. Buradaki oynaklık ve sert hareketler tüm birikimlerin kaybına yol açabilir. Bu yüzden arkasında kurumsal tavsiye sürecinin yer aldığı, şeffaf yönetilen, likit ve en önemlisi uzmanların yakından takip ettiği, net öneri verilebilen hisselerde yatırım yapılmasını öneriyoruz.

BERRİN ÖNDER/LOGOS PORTFÖY YÖNETİM KURULU ÜYESİ

‘İlk aşamada hisse oranı yüzde 10 olmalı

Hisse senetlerinin fiyatları, ekonomik dengeler ve daha birçok faktör ile birlikte yatırımcının risk alma eğilimi, yatırım tutarı, geliri ve serveti gibi etkenlere göre portföydeki hisse senedi yatırımının payı belirlenmelidir. Sektördeki uzmanlar, yatırımcılar hakkındaki genellemelere göre portföylerin dağılımını belirlemektedirler. Bazıları ise yatırımcıları az, orta ve çok riskli olarak gruplandırmaktadır. Borsa İstanbul son dönemde ciddi bir artış göstermiş olsa da halen 6.5-7 F/K ile gelişmekte olan ülkelere göre %30-40 civarında iskontolu işlem görmektedir. Uzun vadeli olarak baktığımızda da Borsa İstanbul’un oldukça cazip olduğunu görmekteyiz. Fiyat seviyesinin uygun olmasına karşın kısa vadeli ekonomik politik gelişmeler nedeniyle yatırımcının kademeli olarak, ortamı değerlendirmek suretiyle yatırım yapması uygun olacaktır. Mevcut koşullarda yeni bir yatırımcının birikimlerinin ilk aşamada %10’u kadarını hisse senedine yatırmasını, nihayetinde de %30-35 seviyesine ulaşılmasını tavsiye ederiz. Borsanın genel seviyesinin düşük olduğu durumlarda borsa endeksinde ağırlığı yüksek olan 3-4 hisse senedine yer verilmeli, bunlar içinde banka, holding, sanayi sektörü hisse senedi olmalıdır.  Portföyün bu kısmı %50-70’ini oluşturabilir. Kalanı ise yatırım kuruluşlarının analistlerinin yaptığı çalışmalarda tespit edilen ucuz hisse senetlerinden seçilerek porföy oluşturulmalıdır. ‘

HİSSE SENEDİ YATIRIMI

Hisse senedi; bir şirkete ortaklık, yönetime katılma, oy kullanma ve kardan pay alma hakkı sağlayan kıymetli evraktır. Hali hazırda borsada 400’ün üzerinde hisse senedi işlem görüyor. Her bir hisse senedi farklı şirketin ortaklık hakkını temsil ediyor. Şirketin faaliyet konusunu, ürettiği ürünlerinin kalitesini, ithalat-ihracat potansiyelini, işletme sermayesini ve alacak kalitesini, kullandığı kredi yapısını ve fiyata etki eden birçok başka konuyu bilmeyen yatırımcı, bir hisse senedine nasıl değer biçecek? İşte burada SPK tarafından yayınlanması zorunlu tutulan halka arz izahnameleri, bilanço ve kar-zarar tabloları, sermaye artırım ve kar dağıtım haberlerinin yatırımcılara akışını düzenleyerek, fiyat tesbiti için gereken bilgilere erişim sağlıyor. Borsa ise gelen bilgi akışına göre ‘sürekli müzayede’ yani sürekli alım-satım yapılan organize bir pazar oluşturarak, sağlıklı fiyat oluşumunu sağlayacak teknik altyapıyı kuruyor.  Peki, fiyat nasıl oluşuyor? Aslında fiyatın oluşumunu belirleyen tamamiyle arz ve taleptir. Hisse senetleri piyasasında arz tarafını, pazarda satışa çıkan hisse senetleri, talep tarafını ise elinde tasarrufu olan ve hisse senedi yatırımı yapmak isteyen yatırımcı temsil eder. Hisse senedi fiyatlarındaki dalgalanmalar arz ve talep tarafındaki yatırımcıların kararları sonucunda oluşur. Zaman zaman dış dünyadan o kadar çok sayıda ve farklı etkide bilgi akışı olabilir ki, bu haber akışı hisse senetlerinin hak ettiği değerin çok üstünde veya çok altında fiyatlanmasını sağlayabilir. Hisse senedi yatırımları konusunda bütün uzmanlar fiyat düşüşlerine karşı uyarır yatırımcıları. Halbuki çok nadir gerçekleşse de, şirketin borsa kotundan çıkarılması olasılığı en kötüsüdür.  Kamuya zamanında aydınlatıcı bilgileri sunmayan, düzenlemelere uyum göstermeyen ve kamu yararı gereği hisseleri borsa kotundan çıkarılması sonucunu doğuracak gelişmeler nedeniyle şirketler ‘Yakın İzleme Pazarı’na alınır. Kurallara ve düzenlemelere uyum sağlanmazsa, daha sonra borsa kotundan çıkarılabilir. İşte bu durumda yatırımcının bütün yatırımı boşa çıkar. Zarar büyür. Ha bu olasılık nedir derseniz, borsanın kurulduğu 1986 yılından bu yana 100’den fazla şirketin borsa kotundan çıkarıldığını söylemeliyiz.  

YATIRIMCININ HİSSE SENEDİ GELİRLERİ

Hisse senedi yatırımcıları sermaye piyasalarında iki şekilde gelir elde ederler. Birincisi temettü yani kar payı, diğeri ise sermaye kazancıdır.

TEMETTÜ (KAR PAYI)

Şirketlerin bir dönem içerisinde elde ettikleri kardan, ortaklarının payına düşen kısım temettüdür.  Herhangi bir şirketin bir dönem içerisinde yaptığı faaliyetler nedeniyle oluşan karının yasalarla belirlenen kısmı vergiye ayrılır. Borsada işlem gören şirketler Türk Ticaret Kanununa göre anonim ortaklık olarak örgütlendikleri için, kurumlar vergisine tabidirler. Vergiden sonra kalan kısmın bir miktarı yedek akçe olarak ayrılır. Daha sonra kalan kısım ortaklara kar payı veya temettü olarak dağıtılır. Bizim borsamızda her yıl düzenli olarak temettü dağıtan şirket sayısı 10-15’i geçmez. İşlem gören 400’ün üstündeki şirket bazı dönemlerde temettü dağıtır, bazı dönemlerde ise yatırım yaptığından veya faaliyetleri nedeniyle oluşan zarardan dolayı temettü dağıtmaz. Bazen de kamu temettü dağıtımına kısıt getirebilir. Temettü dağıtacak şirketler önce genel kurulda temettü dağıtımı kararı alır. Daha sonra belirlenen tarihte temettüler yatırımcıların hesaplarına geçer. Bu işlem otomatik olarak Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından yapılır.

TEMETTÜ YATIRIMI

Temettü, şirketlerin karlarından yatırımcılarına pay vermesi demiştik. Şirketler çoğu zaman temettü dağıtma konusunda istekli davranmaz. Çünkü temettünün şirketin içerisinde kalması, şirketin işletme sermayesinin güçlenmesini ve yatırımlarını kendi öz kaynaklarıyla gerçekleştirebilmesini sağlar. Her yıl kesintisiz olarak temettü dağıtan şirket sayısı çok azdır. İşte temettü yatırımı tekniği, temettü dağıtacak şirketlerin tesbit edilip, portföye dahil edilmesi esasına dayanır. Yıllara yayılmış bir şekilde temettü verimliliği yüksek hisselere azar azar yatırımı ifade eden temettü yatırımı, bir çeşit tasarruf yöntemidir aynı zamanda. Yatırımcı nakit biriktirmek yerine hisse senedi biriktirmekte ve portföyündeki hisse senetlerinden gelen temettüleri de tekrar hisse senedi almak için kullanmaktadır. Böylelikle biriktirilen hisse adedi artmakta, yıllar itibariyle piyasada oluşan değer artışları da portföyün büyümesini sağlamaktadır. Temettü yatırımının avantajları ve dezavantajları neler olabilir diye düşünüldüğünde, en büyük dezavantaj piyasaların düşüş dönemlerinde oluşan değer kayıplarına katlanamamak ve istikrarlı bir şekilde biriktirme motivasyonunu kaybetmektir. Fon ihtiyacı olduğunda kolayca portföy bozulmakta, yeniden hisse senedi biriktirmeye devam etme motivasyonu yok olmaktadır. Ya da hisseleri biriktirilen şirket düzenli temettü ödeyemeyecek duruma gelebilir, bu da hisse senedinin değerinde düşüşe neden olarak portföyün de değerini azaltabilir. Portföye yeniden bir temettü hissesi dahil etmek ve eskisini elden çıkarmak zorunda kalmak da yatırımcı açısından moral bozucu olabilir. Peki, temettü yatırımının avantajı nedir, diye bakıldığında yıllara yayılan biriktirme aşaması, yatırımcıyı yormamakta, bütçeden ayrılan küçük miktarlarla birikim yapılabilmektedir. Elde edilen temettü gelirleri yatırımcıyı daha fazla biriktirme için motive etmektedir. Temettü yatırımı ile hisse senedi biriktiren yatırımcı yıllar içinde piyasaları okuma, anlama yeteneklerini geliştirmekte, giderek büyüyen birikimini yönetebilme becerisi kazanmaktadır.

TUNCAY TURŞUCU/İNTEGRAL YATIRIM ARAŞTIRMA DİREKTÖRÜ

‘Temettü yatırımı iyi bir yaşama kavuşma planıdır

Temettü yatırımı, bana göre bir emeklilik planıdır. Gelecekte bir tarihte sadece temettü gelirleri ile rahat bir yaşama kavuşma planıdır. Temettü yatırımı yapmak isteyenler iki türlü olabilir. İlki zaten elinde birikmiş hatırı sayılır bir birikimi olanlar. Mevcut birikimi olanlar için tasarrufun hepsi temettü yatırımı için kullanılabilir. Çünkü amaç tasarrufu değerlendirmek. İkincisi, birikimi olmayan ve yaşı müsait olan yatırımcılar. Bu gruptakiler her ay belirlediği bir temettü hissesini küçük miktarda alımla biriktirebilir. Her yıl aldıkları temettüleri yine hisse alımında kullanır. Bunu 15-18 yıl boyunca yapabilir. Temettü yatırımı yapmak isteyenler, temettü verimi yüksek, temettü büyüme hızı güçlü, her yıl düzenli temettü ödeyen, sektöründe lider veya önemli bir oyuncu olan, büyüyen, satışlarını artıran şirketleri takip etmeliler. Ancak birikime başladıktan sonra da takip etmeye devam etmeliler. Sonuçta bu şirketler yılda 4 kez bilanço açıklıyor. Şirket nereye gidiyor, durumu nasıl, faaliyetlerinde önemli bir kırılma var mı, temettü politikalarında değişiklik var mı, görmeleri ve izlemeleri gerekiyor. Gerekirse ana ekseninden kayan bir şirket olduğunda hisse değişikliği yapabilirler. Her ay ufak alımlarla temettü hissesi biriktirenler aylık gelirlerinin %10’unu bu işe ayırabilirler. Bu tip yatırımcılar 18 yıl boyunca tam 216 kez alım yapacaklar. 18 kez de aldıkları temettü ile hisse senedi alacaklar. Bu nedenle nereden aldıkları önemli değil. Çünkü zaten her fiyat seviyesinden alım yapmış olacaklar.’

SERMAYE KAZANCI

Finansal yatırımların bir diğer amacı yatırım yapılan varlığın piyasalarda değer kazanmasıdır. Böylece yatırım yapılan yani elde tutulan varlığın alım fiyatından daha yüksek fiyattan satılmasıyla sermaye kazancı oluşur. Ya da varlığın yüksek fiyattan satılarak daha düşük fiyattan yerine konulması da sermaye kazancı sağlar. Gelişen teknolojiyle anlık fiyatlara erişimin kolaylaşması ve işlem maliyetlerinin düşmesi yatırımcıları temettü beklentisinden daha çok, sermaye kazancı aramaya yöneltmekte bu da piyasalardaki denge arayışının yani volatilitenin artmasına neden olmaktadır.

TEMEL BORSA TANIMLARI

Şimdi gelelim en temel tanımlara…

EMİR VERME

Aracı kurumlarda hesap açıldıktan sonra ister telefon veya yazılı talimatla, ister evinizdeki bilgisayarınızdan, özel uygulamalar ile cep telefonunuzdan emir verebilirsiniz. Pek çok farklı emir yöntemi bulunmasına rağmen, piyasa emirleri ve limit fiyatlı emirler en çok kullanılan emir yöntemidir. Piyasa fiyatlı emirde fiyat olmadan sadece miktar bilgisi girilir. Bu tür emirler sisteme girdikleri anda sistemde bekleyen en iyi fiyatlı alım veya en iyi fiyatlı satım emirleriyle eşleştirilir. Limit fiyatlı emirler ise hem fiyat bilgisi hem de miktar bilgisine sahip emirlerdir. Bu tür emirler sisteme girdikleri anda eşleşecek fiyat ve miktar bulamazsa bekleyen emirler arasında zaman önceliği kuralına göre pasif olarak kaydedilir. Limit fiyatlı emrin gerçekleşmesi için iki şartın yerine gelmesi gerekir. Birincisi fiyatın limit emir fiyatıyla eşleşmesi, ikincisi de limit fiyatlı emrin, aynı fiyattan bekleyen emirler arasında ilk sıraya yükselmiş olmasıdır.  

AÇILIŞ-KAPANIŞ FİYATI

Borsa İstanbul’da sabah saat 10’dan akşam saat 18’e kadar her bir hisse senedi için sürekli işlem yöntemi uygulanır. Yani borsaya ulaşan alım ve satım emirleri sürekli olarak eşleştirilir. Açılış seansı ve kapanış seansında ise tek fiyat yöntemi uygulanır. Borsa İstanbul’da sabah 9,40-9,55 arasındaki açılış seansında her bir hisse senedi için işlem gerçekleşmeden emirler toplanır. Sürenin sonunda en yüksek miktarda işlemin gerçekleşmesini sağlayan fiyat seviyesi açılış fiyatı olarak ilan edilir. Akşam 18,08 ile 18,10 arasındaki sürede kapanış seansı uygulanır. Bu seans başlayana kadar gerçekleşmemiş emirler ile kapanış seansında girilen emirlerden en yüksek miktarda işlemin gerçekleşmesini sağlayan fiyat, kapanış fiyatı olarak ilan edilir.

KURTAJ

Borsada gerçekleşen işlemlerin tutarı üzerinden aracı kurumların müşterilerinden aldıkları komisyona kurtaj deniyor. İster hisse senetleri piyasasında, ister vadeli işlemler piyasalarında işlem yapılsın, aracı kurumlar kurtaj kesintisini işlem hacmi üzerinden yapıyor. Çok sık işlem yapmak kurtaj giderlerini artırdığından yatırımcılar için bir maliyet oluşturuyor.

NOMİNAL DEĞER

Menkul kıymetlerin üzerinde yazılı olan değer, nominal değer olarak ifade edilir. Nasıl ki paralar 1 liralık 10 liralık 50 liralık 100 liralık kupürler halinde basılıyor ise hisse senetleri de kağıt olarak basıldığı dönemlerde kupürler halinde basılırdı. Bir yatırımcının elinde tuttuğu hisse senetlerinin nominal değerinin şirketin sermayesine bölünmesi, yatırımcının o şirketteki ortaklığının oranını gösterir. 

T+2

Borsalarda işlem günü ile takas günü birbirinden ayrı olabilir. Önce işlem gerçekleştirilip, arkasından gelen gün veya daha sonrasında takas yani para ve hisse senetlerinin hesaplara intikali gerçekleştirilir. Örneğin Borsa İstanbul’da takas günü halen T+2 olarak uygulanıyor. Borsada gerçekleştirilen işlemin parası işlem gününden sonraki ikinci işgününde ödenirken, alınan hisse senetleri işlem gününden sonraki ikinci iş gününde yatırımcının hesabına yansıtılıyor.

SERMAYE

Şirketin faaliyete başlaması ve sürdürmesi için şirkete koyulan nakit, mal ve varlıkların tamamı sermayedir. Sermaye bilançoda pasif tarafta, varlıklar ise aktif tarafta yer alır. Her şirketin sermayesinin ne kadar olduğu ve bu sermayeyi sağlayan ortakları ticaret sicil gazetesinde ilan edilir. 

ÖZSERMAYE

Şirketin ödenmiş sermayesinin yanında faaliyetleri sonucunda oluşturulan değerler de özsermaye kavramının içine dahil edilir. Nedir bunlar? Yeniden değerleme değer artışı, emisyon primi, yedek akçeler, dağıtılmayan temettüler şirketin öz sermayesini oluşturur. Bir diğer ifade ile bilanço aktifinden toplam borçlar kaleminin çıkarılmasıyla elde edilen tutar şirketin öz sermayesidir.

KAYITLI SERMAYE

Anonim şirketlerde kayıtlı sermaye sistemi ile genel kurul kararına ihtiyaç olmadan yönetim kurulu kararıyla sermaye artırımı yapılabilir. Bunun için sermayenin tamamının ödenmiş olması gerekir. Kayıtlı sermaye sisteminde genel kurulda alınacak bir kararla mevcut ödenmiş sermayenin beş katına kadar kayıtlı sermaye tavanı belirlenebilir. Şirketin sermayesinin kayıtlı sermaye tavanına kadar artırılması için verilecek süre azami beş yıldır. Bu beş yıllık süre içerisinde şirketin yönetim kurulu kayıtlı sermaye tavanına kadar sermaye artırımı yapabilir.

SERMAYE ARTIRIMI

Şirketler yatırımları için veya işletme sermayesi ihtiyacı nedeniyle zaman zaman daha çok sermayeye ihtiyaç duyarlar. Sermaye artırım kararı bütün ortakların katıldığı genel kurulda alınır.

BEDELLİ

Bedelli sermaye artışı, ortakların ellerindeki mevcut hisse senetleri oranında, nakit artırılan sermayeye iştirak etmeleridir. Ortaklar artırılan sermaye nisbetinde belirlenen zamana kadar şirkete nakit para yatırırlar. Bedelli sermaye artışı taze para girişi olduğu için şirketin sermayesi güçlenir. Yatırımlara kaynak ayrılır. 

BEDELSİZ

Şirketin iç kaynaklarından yapılan sermaye artışıdır. İç kaynaklar ne olabilir? Yeniden değerleme değer artışı, emisyon primi, dağıtılmayan karlar ve yedek akçeler, iştirak ve duran varlık satışları bedelsiz sermaye artışına kaynak oluşturur. Bedelsiz sermaye artışında şirketteki mevcut varlıklar bilançoda yer değiştirir.  Örneğin, bilançoda dağıtılmayan karlar kaleminde izlenen tutar, sermayeye ilave edildiğinde sermaye kalemi büyür, dağıtılmayan karlar kalemi ise küçülür.

RÜÇHAN HAKKI

Bedelli sermaye artışına giden şirkette, artırılacak tutarı temsil eden yeni paylardan, öncelikli olarak mevcut pay sahiplerinin, hisseleri oranında pay satın alma hakkına rüçhan hakkı deniyor. Sermaye artırımına katılma hakkı neden önemli? Birincisi sermaye artırımına iştirak etmeyen, yani şirkete nakit kaynak sağlayamayan ortakların payı küçülür. Elindeki hisse senetlerinin değeri azalacağından bütün ortaklar sermaye artışına katılmak ister. Eğer yatırımcının bedelli sermaye artışına katılma durumu yok ise, zarar etmemesi için öncesinde hissesini satması gerekir. İkinci olarak da, sermaye artırımına katılmayan ortakların rüçhan hakları dışarıdaki yatırımcılara satışa sunulur. Böylece şirket sermaye artışı için yeni yatırımcılara müracaat etmiş olur.

FİYAT/KAZANÇ ORANI (F/K)

Fiyat/Kazanç oranı bir hisseye yatırılan sermayenin ne kadar sürede yatırımcısına geri döneceğinin hesabını yapmak için kullanılır. Hissenin borsada oluşan fiyatının hisse başına düşen kar rakamına bölünmesiyle bulunur. F/K oranı ne kadar düşük ise yatırım kendisini o kadar kısa sürede amorti edecek demektir. F/K oranının yüksek olması şirketin ödediği temettüye göre fiyatının yüksek olduğu anlamına gelir.

HALKA ARZ

Her gün pek çok şirketin ürünlerini kullanırız. Acaba bu ürünleri üreten şirketler nasıl kurulmuş, hiç düşündünüz mü? Bu şirketler sadece üretim yapan fabrika, atölye, otel, hastane vb değil. Bu şirketler hukuk karşısında birer tüzel kişilik. Yani vergi veriyorlar, personel çalıştırıyorlar, gelirleri-giderleri var. Markası, ünvanı var. İşte bu tüzel kişiliği temsil eden organizasyona şirket diyoruz. Borsada işlem gören şirketlerin anonim ortaklık olarak örgütlenmesi gerekiyor. Anonim ortaklıkta hisseler eşit paylara bölünmüş olarak sermayeyi temsil ediyor. Örneğin 100 bin lira sermayeli bir şirketin sermayesi 1 liralık paylara bölünmüş ise 100 bin adet hisse senedi vardır. Peki, öyleyse borsadaki fiyatlar neyi temsil ediyor, dediğinizi duyar gibiyim. Borsada oluşan fiyatlar,  1 lira nominal değerli hisse senedinin cari fiyatını gösteriyor. Halka arz, bir şirketin hisse senetlerinin çağrı ya da ilan yoluyla talep eden yatırımcılara belirlenen bir fiyattan satılmasıdır. İki tür halk arz söz konusudur. Birincisinde sermaye artırımı yoluyla ortaya çıkan yeni hisse senetleri mevcut ortakların rüçhan hakları kısıtlanarak talep eden yatırımcılara satılır. Sermaye artırım yöntemiyle yapılan halka arzdan elde edilen gelire ‘emisyon primi’ denir. Emisyon primi şirketin yeni yatırımlarında kaynak olarak kullanılır. Yani şirketin büyümesine hizmet eder. İkinci halka arz yönteminde mevcut ortakların hisse senetlerinin bir kısmı belirlenen bir fiyattan talep eden yatırımcılara satılır. Bu halka arz yönteminde şirketin sadece ortaklık yapısı değişir, hisselerin satışından elde edilen gelir, eski ortakların cebine gider. Şirkete katkısı yoktur.

BİRİNCİL PİYASA

Hisse senedi ihraç eden şirket ile tasarruf sahiplerinin doğrudan karşılaştıkları piyasalar, birincil piyasalardır. Halka arz işlemi SPK tarafından denetlenen ve belli prosedürlerin yerine getirilmesini gerektiren bir süreçtir. Halka açılmak isteyen şirketin hisse değerinin belirlenmesi ve talep toplanması bu sürecin en önemli aşamalarıdır.

İKİNCİL PİYASA

Bir şirketin hisse senetlerinin halka arz edildikten sonra borsada işlem görmeye başlaması ikincil piyasa işlemidir. Aynen ikinci el araba gibi. İkincil piyasada hisseler sürekli işlem yöntemiyle el değiştirir.

AÇIĞA SATIŞ

Yatırımcının elinde mevcut olmayan bir hisse senedini borsada satmasına açığa satış denir. Açığa satış yapabilmek için emri girerken ‘açığa satış’ emri olarak girilmesi gerekir. Gerçekleşen açığa satış işlemleri günlük bültende ilan edilir.

ENDEKS ÇEŞİTLERİ

Yatırımcılara bilgi vermesi açısından Borsa İstanbul tarafından pay piyasası endeksleri hesaplanmaktadır. Hisse senedi endeksleri hem fiyata hem de getiriye endeksli olarak hesaplanabilir. Fiyat endeksleri sadece fiyattaki değişimleri yansıtırken getiri endeksleri temettü ödemelerini de dikkate almaktadır. En çok izlenen endeksler BİST 100 ve BİST 30 endeksleridir. BİST 100 borsada en çok işlem hacmi gerçekleştiren hisseler sıralamasındaki ilk 100’deki hisse senetlerini içerir. BİST 30 ise en çok işlem gören hisse senetleri sıralamasındaki ilk 30 hisse senedinin fiyat değişimleri üzerinden hesaplanır.

VADELİ İŞLEMLER

Borsa İstanbul’da endeksler, dövizler, hisse senetleri, kıymetli madenler, elektrik, metaller üzerine vadeli işlem sözleşmeleri alınıp satılmaktadır. Vadeli işlem ne anlama geliyor? Belirli bir vade sonunda üzerinde anlaşılmış bir fiyattan alma veya satma yükümlülüğü getiren sözleşmeler vadeli işlem sözleşmelerdir. Örneğin BİST 30 vadeli işlem sözleşmesini 145 bin liradan bu gün sattınız. Sözleşmeyi halen elinizde tutuyorsunuz. 31 Ağustos günü, BİST 30 endeksi 146 bin olarak kapattığında zarar, 144 bin olarak kapattığında kar edersiniz.  Vadeli işlem sözleşmesini vade sonuna kadar beklemek gerekmez. 31 Ağustosa kadar olan herhangi bir günde de kapatabilirsiniz. Örneğin, BİST 30’da 145 binden sattığınız Ağustos vadeli sözleşmeniz 27 Temmuzda 143 binden işlem görmeye başladı ve siz de bu fiyattan alım yaparak sözleşmenizi kapattı iseniz kar etmiş olursunuz.

NİHAN ÖZENÇ/İŞ PORTFÖY GENEL MÜDÜR YARDIMCISI

‘Portföy çeşitlendirmesi şart

Birikimlerini hisse senedi piyasasında değerlendirmek isteyen bireysel yatırımcılar için portföy yönetim şirketlerinin uzmanlığıyla yönetilen ve kolayca alınıp satılabilen hisse senedi yatırım fonlarının bir çok avantajı bulunmaktadır. Bunların başında küçük tutarlarla fon katılma payı alabilme imkanı, hisse senedi seçiminin ve fon portföy dağılımının işin uzmanları tarafından ve belirli bir strateji doğrultusunda gerçekleştirilmesi, bu fonların bir çok banka ve aracı kurum üzerinden kolayca alınıp satılabilmesi ve fon portföy bilgilerine erişim imkanı sayılabilir. Bununla birlikte yatırımcıların öncelikle risk getiri tercihlerini belirlemelerini ve bu tercihlere uygun fon seçimini orta uzun vadeli bir perspektifte gerçekleştirmelerini öneriyoruz. Doğrudan hisse senedinin kendisine yatırım yapmak isteyen yatırımcılar öncelikle finansal piyasaları, öne çıkan makro ve mikro değişimleri, gündemdeki ekonomik ve politik gelişmeleri yakından takip etmeli, daha sonra yatırım yapmak istediği şirketlere ve sektörlere ilişkin verileri detaylıca analiz edebilmelidir. Tüm bu süreçlerin yönetilmesi ve doğru veriye zamanında erişilmesi ise uzmanlık gerektirmektedir. Dolayısıyla, yatırım stratejisi belirli karar alma süreçlerine dayalı olarak yönetilen, portföy çeşitlendirmesi yaparak birden çok şirketin hisse senedine yatırım yapan ve bu süreci dinamik olarak takip edip güncelleyen yatırım fonları önemli avantajlar barındırmaktadır.’

HİSSE SENEDİ NASIL SEÇİLİR

Borsalarda hisse senedi yatırımı yapma kararını alan yatırımcının iki temel sorusu vardır: Birincisi hangi hisse senedi, ikincisi ne zaman. Bu soruların yanıtlarını küçük yatırımcıların tek başlarına verebilmeleri olasılığı çok zayıf olduğundan, onlar da bu soruları piyasalardaki uzmanlara yöneltiyor, onlardan cevap almaya çalışıyor. Ancak herhangi bir uzmanın hangi hisse senedi ve ne zaman alayım; sorusuna doğrudan verecek bir cevabı yoktur. Çünkü yatırımcıyı tanımaz, ekonomik durumunu bilmez, hisse senetlerine ne kadar para yatırabileceğini, ne kadar riske katlanabileceğini bilmez. Yatırımcı açısından iki sorunun cevabı ile vücut bulan borsa yatırımı, uzman açısından binlerce bilinmezle doludur. Çünkü hiçbir uzman, piyasanın ya da hisse senedinin fiyatının nereye gideceğini bilemez ve bunu bilmediklerinin de farkındadırlar. Yaptıkları çalışmalarla ancak tahminde bulunabilirler. Pek çok şirketin araştırma birimleri hazırladıkları raporlarla, geleceğe dönük varsayımlar ve tahminler yapar. Risk alabilecek bireysel ve kurumsal yatırımcılar da bu varsayımlar ve tahminler doğrultusunda yatırımlarına yön verir.   

TEMEL ANALİZ

Hangi hisse senedi, hangi sektör hatta uluslararası yatırımcılar için hangi ülke sorularına cevap arayan analizler bu başlık altında incelenebilir. Temel analizin en önemli çalışma alanı bilanço ve gelir tablolarıdır. Borsa İstanbul’da hisse senetleri işlem gören şirketler her üç ayda bir bilanço ve gelir tablolarını yayınlayarak şirketteki gelişimin yönü konusunda bilgi verirler. Bilanço ve gelir tablolarını okumak, yorumlamak da belli bir uzmanlığa sahip olmayı gerektirir. Tabi ki bunlar öğrenilmeyecek çok gizli bilgiler değil . Ancak uzmanların uzun eğitimler sonunda, mesailerini bilançolar üzerinde çalışarak geçirdikleri dikkate alındığında 3-5 bilançoya bakarak yatırım kararı almak acı sonuçlar doğurabilir.

-Bilanço: Bir faaliyet döneminin sonunda anlık olarak şirketin mali fotoğrafının çekilmesidir. Şirketin elindeki varlıkları, malları, borçları, sermaye, karı vb. gösterir. Şirketin durumunun iyiye veya kötüye gittiği yorumunu yapabilmek için en az iki dönem bilançonun karşılaştırılması gerekir.

-Gelir Tablosu: Şirketin yarattığı karın hangi kaynaklardan sağlandığını gösteren tablodur. Gelir tablolarının karşılaştırılmasıyla şirketin, satışları, maliyetleri, giderlerindeki eğilim tesbit edilebilir. Böylece maliyetlerini düşüren, satışlarını ve karlılığını artıran şirketler tesbit edilerek, yatırım yapılır.

TEKNİK ANALİZ

Piyasalarda hemen hemen herkes tarafından paylaşılan grafikler, görsel olarak temel analize göre çok daha hızlı algılama olanağı verir. En azından herkes baktığı grafikteki hareketin aşağı yönlü mü, yukarı yönlü mü yoksa yatay bir hareket mi olduğunu algılayabilir. Ancak teknik analiz yöntemleriyle borsalarda alım-satım yapmak çok disiplinli olmayı gerektirir. Fiyat hareketlerinin dinamik bir şekilde devam ettiği bir ortamda teknik analize göre işlem yapılması gereken (destek-direncin kırıldığı, ortalamanın geçildiği, indikatörün kesiştiği) seviyelerde kararlı davranmak gerekir. Pek çok yatırımcı, fiyatların binlerce kere destek denilen seviyenin altına geldiğini, binlerce kere direnç denilen seviyenin üstüne çıktığını görmüştür. Bu nedenle psikolojik olarak işlem yapılması gereken yerlerde zorlanır.  Ya da son dönemde giderek yaygınlaşan algoritmik işlemler nedeniyle desteklerin kırılması, dirençlerin geçilmesi hareketleri çok daha agresif hatta aldatıcı olabilir.

-Stop koymak: Teknik analizcilerin en çok kullandığı kavramdır ‘stop koy’. Nereye koyulacak stop? Alımlarda işlem fiyatının altına, yatırımcının kabul edebileceği bir zarar seviyesine stop koyulur. Yani elinizdeki hisse senedini hangi zarar seviyesinde satmaya razı olursanız ‘stop’ seviyesi orasıdır.  Satış işlemlerinde ise fiyatın yukarı hareket olasılığına karşı, işlem fiyatının üstünde kabul edilebilecek bir zarar seviyesi ‘stop’ seviyesi olarak belirlenir.

-Karda otur, zararı kısa kes: Söylemesi kolay, uygulaması zor. Hemen hemen bütün uzmanlar,  yatırımcıların kar ettiği pozisyonlarını koruyamadıklarını, zarar ettikleri pozisyonlardan ise bir türlü kurtulamadıklarını ifade ederler. Davranışsal Finans alanında yapılan pek çok çalışmada, zararı gerçekleştirmenin verdiği acının, karı kısa kesmekten daha fazla olduğuna dair bulgular var. Bu nedenle yeterince kar ettiğini düşünen yatırımcılar karlı pozisyonlardan hızlıca çıkarken, zararlı pozisyonlarını ise beklemek eğilimindedir. Düşüşlerde zararı keserek acı hissetmekten kaçınan yatırımcılar ise daha da büyüyen zararlarla karşı karşıya kalıyorlar.

AHMET MERGEN/TEKNİK ANALİST

Galeyana Gelmeyin

Son zamanlarda 3-4 aylık süre içinde yaşanan sert yükselişler birçok yatırımcının bilinçli veya bilinçsiz de olsa çok kısa sürede hayal edemeyeceği büyüklükte para kazanmasına ön ayak olmuş olabilir. Bu durumda birçok kişi borsanın çok kolayca para kazanılabilen bir yer olduğu kanısına da varabilir. Uygun şartlarda bir de konjoktür tam oturursa haklı da olabilirler ama galeyana gelip çılgınca oradan oraya, buradan şuraya zıplarken çekirge misali bir yerde de takılıp kalabilir ve o zarar yazan pozisyon içinde aşağıya sürüklenir gider ve kazandıklarını kaybederler. Yeni gelen yatırımcılara tavsiyem kısa sürede başkalarının kısa sürede kazandıklarına bakarak, bizde şimdi girersek aynı şekilde kazanırız düşüncesine kapılmamalarıdır.. Kazanabilirler ama diğer yandan da şunu düşünmek lazım.. Fiyatlar artık ucuz değil.. Şu 3 ayda 8-10 misli artan senette sizde 10 misli kazanç beklemekte iseniz sizden önce alanlar doğal olarak 100 misli para kazanmış olacak ve size de pazarı bırakmazlar satış kısmına gelindiğinde. Borsaya gelmek isteyenler, yatırım için gelmeleri gerektiğini kabullenip kısa sürede para kaybedebileceklerini de bilmeliler. Uzun vadede borsanın 3-4 sene içinde yeniden 40000 veya 50000 dolardaki ana zirvelere erişeceğine inanmaktaysanız o zaman servetinizin tamamını değil ama tamamını kaybettiğinizde bile sizi üzmeyecek miktarda bir parayı borsaya yatırabilirsiniz. Böylesi bir yatırımda Türkiye’yi üst lige taşıyacak ana firmalar ve yaşamakta olan ve gelecekte yaşamaya devam edecek 5G sanayi devriminde diğer uluslararası şirketlerin karşısında başarıyla rekabet edebilecek şirketler tercih edilmelidir. ‘ 

ALGORİTMİK İŞLEMLER

Piyasalarda belli kriterlere dayalı olarak alım-satım kararlarının robotlar veya programlar aracılığı ile gerçekleştirilmesi algoritmik işlem veya algoritmik trade olarak adlandırılıyor. Sürekli akan fiyatlar ve dört bir yandan yağan bilgileri analiz etmek yatırımcılar için giderek zorlaşıyor. Bu da yatırımcılar üzerinde stres yaratıyor, karar vermelerini zorlaştırıyor veya gereksiz alım-satım kararları vermelerine neden oluyor. Yatırımcıları rahatlatmak, sürekli karar verme baskısı nedeniyle yaşanan stresi azaltmak için algoritmalar, yazılımlar, programlar geliştiriliyor. Algoritmalar önceden belirlenen kriterler gerçekleştiğinde tanımlanan işlemi gerçekleştiriyor veya uyarı veriyor. Yani algoritma ile işlem yapıldığında piyasada hangi olayların, haberlerin geliştiğinin hiç bir önemi yok. Bütün haber akışları, bilgiler, gelişmeler önemini yitiriyor. Algoritma sadece fiyata odaklanıyor. Yatırımdaki hangi fiyat seviyesinin test edildiği, kırıldığı, geçildiği önemli. Algoritma yaptığı işlem nedeniyle pişman olmamakta, kriterler gerçekleştiğinde bir kez daha, bir kez daha işlem yapmakta, yorulmamakta, üzülmemektedir. Bu nedenle piyasalarda işlem yapan yatırımcılar tarafından algoritmalar giderek daha fazla talep edilmekte, formüller, indikatörler, kriterler sürekli test edilmektedir. Tabi ki bu göründüğü kadar kolay bir yol değil. Algoritmaya dayalı işlem yaparken, zararlar oluşabilir ve bu zararlara dayanabilecek potansiyelin olması gerekir.

KIVANÇ ÖZBİLGİÇ/ MATRİKS AKADEMİ DİREKTÖRÜ

Bilmeden Yatırım Yapmayın

Belki birçok insan henüz farkında değil ancak; algoritmalar hayatımızın her alanını büyük bir hızla, tıpkı sarmaşıklar gibi sarmakta. Algoritmik trade denilince de insanların aklına ilk olarak robotlar yani otomatik işlemler geliyor. Ancak algoritmik işlemler belirli bir sistem dahilinde gerçekleştirilen işlemlerdir yani manuel de yapılabilirler. Otomatik veya manuel farketmeksizin öncelikli olarak bir sisteminiz ve bu sistemin kuralları olan algoritmanız olmalı yani oyun planı ve strateji dahilinde işlem yapmak zorundasınız. Bu da diğer trade yöntemlerine göre başlangıç için önemli bir avantaj sunuyor. Yatırımcılara yöntemleri nasıl olursa olsun, belirli bir bilgi seviyesine gelmeden işlem yapmaya başlamamalarını önerebilirim. Özellikle daha sık işlem yapmayı tercih eden, orta ve kısa vadeli düşünen yatırımcılar “Paper Trade” olarak adlandırılan, gerçek para kullanmadan sanal bir portföyle işlem yapmaya başlamaları veya kendileri için küçük ve önemsiz miktarlarda işlem yapmaları, tecrübe edinmek adına lehlerine olacaktır. Algoritmaların bir başka avantajı ise insan psikolojisinin karar alma sürecindeki, negatif etkilerini minimize etmesi. Bu durum da VIOP gibi çift yönlü işlem açılabilen enstrümanlarda düşüş yönlü işlem yapabilme ve piyasalar aşağı trenddeyken dahi para kazandırma fırsatı sunuyor. Hisse senetleri için oran vermek anlamlı olmayabilir fakat VIOP tarafında, vadeli işlemlerin ruhuna bağlı kalarak, toplam portföyünüzün maximum %10’u ile algoritmik işlem yapılmasını öneririm. Otomatik al sat işlemlerine yeni başlamak isteyenler içinse, tavsiyem öncelikle trend çizgileriyle başlamaları ve bu aşamayı geçtikten sonra da, teknik indikatörlere daha anlamlı bir başlangıç için hareketli ortalamalar kullanarak algoritmik işlemlere giriş yapmaları olacaktır. Çünkü hareketli ortalamalar neredeyse tüm indikatörlerin hesaplanmasında veya indikatörlerden daha kaliteli al sat sinyalleri elde edilmesinde kullanılıyor.’

PORTFÖY ÇEŞİTLENDİRME

Hisse senedi yatırımının riskli olduğundan bahsetmiştik. Bu riski azaltmanın yollarından birisi portföyün çeşitlendirilmesidir. Nedir çeşitlendirme? Yatırım portföyüne farklı varlık sınıflarından ve farklı risk seviyesindeki yatırım araçlarının dahil edilmesi, çeşitlendirmedir. Örneğin, portföye hisse senedi, tahvil, altın gibi varlıkların alınması çeşitlendirmedir. Ya da hisse senedi portföyüne farklı risk gruplarındaki veya farklı sektörlerdeki senetleri almak, çeşitlendirmedir. Tahvil portföyüne farklı vadelerde ve farklı faiz oranlarından borçlanma araçları dahil etmek, çeşitlendirmedir. Çeşitlendirmede amaç, pek çok varlığın portföye alınması, böylece birisinin fiyatı düşerken bir diğerindeki artışla, portföyün dengelenmesi, zararın azaltılmasıdır.

YATIRIM FONLARI VE TEFAS

Yatırım fonları çeşitlendirmeyi en iyi uygulayabilen yatırım araçlarıdır. Türlerine göre portföylerine pek çok varlık dahil edebilmekte, uzmanlar tarafından yönetilmekte, SPK tarafından denetlenmekte ve aynen borsa gibi organize bir piyasa sunan TEFAS Platformunda işlem görmektedir. Hatta yatırım fonlarının hisse senetlerine göre bir avantajı da tek fiyattan işlem görmeleridir. Yatırımcının kafasını karıştıracak fiyat dalgalanmaları yoktur. İstenilen bütün banka ve aracı kurumlardan alınıp satılabilirler. Peki, dezavantajı yok mu yatırım fonlarının? Dezavantaj olarak gösterilecek en önemli unsur, istenilen her an işlem yapılamamasıdır. Daha doğrusu her an işlem yapılabilir ancak genellikle sabah saat 11’den sonra verilen yatırım fonu alım-satım emirleri bir gün sonra oluşan fiyatlardan gerçekleştirilir. Fonun yönetimine yatırımcı müdahale edemez. Fon işletim gider kesintileri vardır. Ancak 20-30 bin liralık bir yatırımı borsada değerlendirmek isteyen yatırımcılar için hisse fonlar çok iyi bir alternatif olabilir.

Hisse fonlar portföylerinde asgari %80 oranında hisse senedi tutmak zorundadırlar. Bu nedenle hisse senetleri piyasalarındaki getiriyi yatırımcılarına çok iyi yansıtırlar. Ancak burada önemli olan hisse fonun eşik değeri ve yatırım stratejisidir. Eğer endekslere yatırım yapan bir hisse fon söz konusu ise, içindeki hisse senetleri ağırlıklı olarak belirlenen endeksi takip edeceğinden, genel piyasadaki hareket fonun fiyatlarına yansımayabilir. Özellikle bu yıl endeks bazında fonlardaki ayrışmanın çok fazla olduğu gözleniyor. Örneğin katılım endekslerine yatırım yapan hisse fonlarda yıllık getiriler %80-90’lara ulaşırken, BİST Bankacılık endeksine yatırım yapan fonlarda getirilerin oldukça düşük olduğu gözleniyor.

BORSA YATIRIM FONU

Yatırım fonu deyince, borsa yatırım fonlarını eklemeden geçmeyelim. Borsa yatırım fonları bir endeksi takip etmek üzere varlıklarını çeşitlendirir ve aynen hisse senetleri gibi borsalarda işlem görür. Yani işlem fiyatı hisse senetleri gibi sürekli dalgalanır. Peki, neden hisse senedine değil de, borsa yatırım fonuna yatırım yapılmalı? Borsa yatırım fonunun içinde endeksteki varlıklar endeksteki ağırlıklarına yakın oranlarda yer alır. Bu da hisse senedi konusunda en iyi çeşitlendirmenin yapılmasını sağlar. Örneğin BİST 100 endeksine yatırım yapan bir borsa yatırım fonunun içerisinde 100 olmasa da elliden fazla hisse senedi vardır. Bir yatırımcının bu kadar çok sayıda hisse senedine yatırım yapması ve bunları takip etmesi neredeyse olanaksızdır. Borsa yatırım fonu yatırımcılara çeşitlendirme kolaylığı sağlarken aynı zamanda piyasanın yönüne göre yatırım yapabilme avantajı da sunar.

MEHMET GERZ/ ATA YATIRIM GENEL MÜDÜRÜ 

Hisse yerine hisse fon alınmalı

Piyasaya yeni gelen yatırımcılar hisse senedi yatırımlarının kazancını ve heyecanını yaşamak istiyorlar.  Faizlerin enflasyon altında olması, dövizde ve gayrimenkulde görünümün belirsiz olması, hisse senedini daha cazip bir yatırım aracı haline getirmiştir. Doğru hisse senetlerinden dengeli bir portföy (en az 4-5 değişik hisseden oluşan) oluşturmak kadar, bunu sabırla devam ettirmek de kolay değildir. Borsa her inip çıktığında artan hırs veya endişe ile hatalı karar vermeniz yüksek ihtimaldir. Bu süreçte dürüst, bilgili ve deneyimli bir yatırım danışmanınız yoksa şans faktörü dışında zarar etmeniz son derece muhtemeldir. Bu konuda küçük yatırımcının en iyi alternatifi, hisse senedi yerine hisse senedi fonlarını almaktır. Fonlara yönelik eskiden gelen çekinceler vardır ama bunlar son yıllarda büyük oranda giderilmiştir: Yönetim komisyonlarına üst sınır gelmiş, TEFAS ile rekabet artmış ve performanslar iyileşmiştir. Fonların en önemli avantajı, içerisinde pek çok hisse senedini bulundurarak riski yaymasıdır. Örneğin portföyünde 30 değişik hisse bulunan bir hisse senedi fonunda, bazı hisseler kötü gitse de çoğu iyi seçilmiş ise, tatmin edici getiri elde edilir ve bu yatırımcının kendi hesabında birkaç hisse taşımasına göre daha basiretli bir yatırım olur. Diğer yandan, değişken fonlar hisse dışında faiz, döviz ve altın gibi farklı varlık sınıflarına yatırım yaparak riski daha da yayarak, mevduatın üzerinde getiri sağlayabilmektedir. Fonlarda elde edilen kazanç %10 stopaja tabidir ve bu oran mevduata göre daha düşüktür. Hisse senedi yoğun fonlarda stopaj oranının sıfır olması önemli bir istisna ve avantajdır.’

ATTİLA KÖKSAL, CFA/FODER BAŞKANI

‘Ustalar, Acemi yatırımcıyı pusuda bekliyor

Yatırım yapmaktaki amacımız; öncelikli olarak birikimlerimizi enflasyona karşı korumak ve uzun vadede alım gücünü istikrarlı bir şekilde yükseltmektir. Bu nedenle ilk yapmamız gereken şey, yatırımlarımızı belirli yatırım araçlarında yoğunlaştırmamak, birikimlerimizi mevduat, döviz, yatırım fonları, hisse senetleri, sabit getirili menkul kıymetler ve altın, gümüş gibi emtiaların getirisine endeksli yatırım fonları arasında paylaştırmaktır. Borsa yükseliyor diye bilinçsiz bir şekilde hisse senetlerine yatırım yapmak genelde hüsranla sonuçlanır.  Ayrıca bu tür dönemlerde borsalarda acemi yatırımcılar için tuzaklar kurulur.  Hali hazırda geçtiğimiz yıl içinde finansal performanslarında önemli gelişme olmamasına rağmen üç, dört, beş hatta on katına yükseltilmiş birçok hisse senedi acemi yatırımcılara devredilmek üzere pusuda bekletilmektedir. Kısa vadeli tahminlere, söylentilere asla kulak asmayın: Uzman olsun veya olmasın kimsenin kısa vadeli piyasa tahminlerine göre asla yatırım yapmayın. Yatırımlarınızı basit bir plan çerçevesinde yapın: Piyasalarda ne olursa olsun, belirlediğiniz miktarı her ayın belirli bir günü yatırıma dönüştürün. Hisse senedi seçmeye kalkmayın: Hisse senedi yatırımlarınızı profesyonel portföy yöneticilerinin yönettiği fonlara, düşük maliyetli endeks yatırım fonlarına veya hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarına yapın. Asla aşırı derecede risk almayın: Kredi kullanarak hisse senedi almak, kaldıraçlı döviz işlemi yapmak türünden karmaşık ve aşırı riskli işlemlere itibar etmeyin. Bir yatırım aracının nasıl işlediğini anlamıyorsanız, yatırım yapmayın. Kazanç beklentisi ne kadar yüksek olursa olsun, asla anlamadığınız ve size karmaşık gelen bir ürüne yatırım yapmayın. Yatırımlarınızı sürekli takip edin.’

HAYAT SİGORTASI MI,  BİREYSEL EMEKLİLİK Mİ YOKSA HER İKİSİ Mİ?

HAYAT SİGORTASI MI, BİREYSEL EMEKLİLİK Mİ YOKSA HER İKİSİ Mİ?

OKS’DE PORTFÖY OLUŞTURMA

OKS’DE PORTFÖY OLUŞTURMA