DEVLET NEDEN BES’E KATKI YAPIYOR?
Bireysel emeklilik sistemi kamuoyunda bilinip, iyice anlaşılıncaya kadar tekrar tekrar işlenmesi gereken bir konu. Çünkü hem bireyler için, hem devlet ve piyasalar için etkiler doğuran bir tarafı var. Bireysel tasarrufların artışı, tüketimi frenleyen, uzun vadede enflasyona da olumlu etkiler yapan bir döngü sağlıyor. Gelirin tüketime gidecek kısmı tasarruf olarak ayrıldığında, tüketim talebi düşüyor. Yurtiçinde arz edilen mal ve hizmetlerin tüketiminin azalması ihracatın artışı ve döviz geliri demek. Döviz gelirinin artması kur şoklarına karşı dayanıklılık, tasarrufların artması daha çok yatırım, daha çok kaynak demek.
14 yılda 76 milyar fon büyüklüğü
Şimdi diyeceksiniz ki, bireysel emeklilik hepi topu 76 milyar TL’lik bir birikim, o birikimle bu kadar etki beklemek anlamsız. Bunu diyenler bugün için haklı olabilir, ancak bireysel emeklilik sisteminin daha 14 yıllık bir geçmişi olduğu göz önüne alınınca aslında hiç de azımsanmayacak bir rakam, emeklilik fonlarının büyüklüğü. Üstelik sistem 2013 yılına başlarken sistemde katılımcı sayısı 3,128,130 katılımcıların fon tutarı 20,346 milyon TL idi. 2003 yılında başlayan sistemin 9 yılda yaratabildiği fon tutarı ancak 20 milyar büyüklüğündeydi. 2013 yılından günümüze, yaklaşık 5 yılda 76 milyara ulaşan bir birikim oluştu. Bunun içinde devletin sisteme katkısı olan 9,500 milyon TL de var. Gönüllü katılımcı sayısı 6,900 bine otomatik katılımla gelen 3,500 bine yaklaştı. Otomatik katılım ile sisteme daha yeni katılacak olanlar var. Yani 14 yılda bireysel emeklilik sisteminin geldiği nokta oldukça iyi. Yeterli mi, değil. Bireysel emeklilik fonlarının yurtiçi gayrısafi hasılaya oranı OECD ülkelerinde ortalama %51 iken Türkiye’de bu oran %5’lerde.OECD ortalamasına ulaşmak demek Türkiye’de BES fonlarının 10 kat büyümesi anlamına geliyor.
Devlet neden katkı veriyor?
Bireysel emeklilik sisteminde devlet katkısıyla ilgili 3 önemli soru soruluyor. Birincisi: ‘Devlet neden BES’e girenlere katkı veriyor? Devletler uyguladıkları ekonomi politikalarıyla halkı ekonomik kararlar konusunda yönlendirir. Bunu vergi ve teşvikler, destekler yoluyla yapabilirler. Böylece yatırımlar ve tüketim, devletin vergi indirimi yaptığı, teşvik verdiği, desteklediği yöne akar. Geçtiğimiz aylarda uygulamaya konulan KGF kredileri iş dünyasında likiditeyi sağlamayı, üretimi artırmayı hedeflemişti. Aynen diğer sektörlerde olduğu gibi, bireysel emeklilik sektöründe de devlet, verdiği teşvikler yoluyla halkı bu kez tasarrufa yönlendiriyor. Devletin sisteme %25 devlet katkısı vermesi, sistemin gelişimine ciddi katkı sağladı. Vatandaşı tasarruf yapmaya, birikim yapmaya ikna etti ki sistemde 76 milyar TL’lik bir fon büyüklüğüne ulaşıldı.
Devlet katkıları devam eder mi?
İkinci soru devlet katkılarının devam edip-etmeyeceği konusunda. Bunun yanıtı bu yazıda değil. Ancak, sosyal güvenlik sisteminin açıkları ve devletin bütçeden sadece 2016 yılında yaptığı 108 milyarlık transfer gerçekten sürdürülebilir değil. Bu rakam 2015 yılında 79 milyar TL idi. 14 yılda devlet, sosyal güvenliğe 704 milyar, bireysel emekliliğe 9,500 milyon TL’lik pay ayırdı. Devlet, sosyal devlet olmanın gereği olarak, sosyal güvenlik sistemine doğrudan para aktarmaya devam edecek. Tamam ama, bireysel emeklilik sistemiyle katılımcılara alternatif bir yol öneriyor. ‘Geleceğin için sen de biriktir, ben de sana biriktirirken destek olayım, yaşlılığında ek gelirin olsun.’
Devlet katkılarını ödeme garantisi var mı?
Üçüncü soru devlet katkılarının ödeneceğinin garantisi konusunda. Bireysel emeklilik sistemi bazen zorunlu tasarruflarla karıştırılıyor ve bu soru gündeme geliyor. Bireysel emeklilik sisteminde her katılımcının kendisine ait bir hesabı var. Yani zorunlu tasarruftaki gibi ortak bir havuz söz konusu değil. Katılımcı hesabındaki fonları alıp-satabiliyor, emeklilik planını değiştirebiliyor, devlet katkıları hesabına işleniyor ve devlet katkısı fonunda yatırıma yönlendiriliyor. Katılımcı gün be gün, hesabındaki gelişmeleri takip edebiliyor. İstediği anda sistemdeki birikimlerini ve hak ettiği devlet katkılarını alıp çıkabiliyor. Sistemde 10 yıl tamamlayarak 56 yaşını bitirenler devlet katkılarının tamamını alabiliyor. Şu ana kadar devlet katkılarını ödemekle ilgili herhangi bir sorun yaşanmadı.
Devlet katkıları yeniden düzenlenebilir.
Belki gelecekte devlet katkılarının katılımcıların gelirleriyle ters orantılı olarak düzenlenmesi gibi uygulamalar gündeme gelebilir. Yani az kazananlara daha çok devlet katkısı, çok kazananlara daha az devlet katkısı düşünülebilir. Ancak halen uygulanan sistem her bir T.C vatandaşının hiçbir kriter, ayrım uygulanmadan faydalanabildiği bir sistem. 18* yaşını bitirmiş her TC vatandaşı BES’e katılarak sisteme yatırdığı katkı paylarının karşılığında %25 devlet katkısını hak eder. Hem otomatik katılım sözleşmesi, hem de bireysel emeklilik sözleşmesi olanların, her iki sözleşmeden bir yılda toplam olarak 10 bin TL üstünde devlet katkısı alma potansiyeli var.
*25.05.2021 tarihli ve 31491 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren düzenleme ile 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Bireysel emeklilik sistemine fiil ehliyetine sahip kişiler katılabilir.” ifadesi yürürlükten kaldırılmıştır.