FAİZLERİN DÜŞÜŞÜ DEVLET KATKISI FONLARINA YARADI

FAİZLERİN DÜŞÜŞÜ DEVLET KATKISI FONLARINA YARADI

Mevzuat gereği Türk Lirası bazında uzun vadeli borçlanma araçlarına yatırım yapmak zorunda olan devlet katkısı fonları, geçtiğimiz yıllarda, faizlerdeki yükseliş eğilimi nedeniyle, getiri sağlamakta zorlanmıştı. Hatta dönem dönem negatif bölgelerde seyreden getiriler, katılımcılarda memnuniyetsizliğe neden olmuştu. Bu nedenle geçen yıl bireysel emeklilik sistemine aktarılan katkı paylarına verilen devlet katkısı oranı yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkarılarak, devlet katkılarının cazibesinin sürdürülmesi hedeflenmişti. Yükselen teşvik ve son bir yılda faizlerin aşağı yöndeki hareketiyle güçlenen devlet katkısı fonları, hızlı bir büyümeyle 43 milyarlık bir portföye ulaştı.  

FAİZLİ-FAİZSİZ DEVLET KATKILARI

Devlet katkısı fonları faizli ve faizsiz olmasına göre farklı yatırım enstrümanlarını portföylerine alıyor. Faizli devlet katkısı fonları portföylerine uzun vadeli Türk Lirası bazında borçlanma araçlarından en az yüzde 70 oranında almak zorunda. Faizsiz devlet katkısı fonları ise en az yüzde 70  oranında Türk Lirası bazında kira sertifikaları, gelir ortaklığı senetleri gibi varlıklara yatırım yapıyor. Faizli-faizsiz katkı fonlarının en az yüzde 10 da hisse senedi bulundurma mecburiyeti var. Bu haliyle faizli ve faizsiz katkı fonlarının getirileri arasında vade farkından kaynaklı bir ayrışma oluşuyor. Uzun vadede daha düşük olan faizler, faizli katkı fonlarının hem getirilerinin düşmesine hem de dalgalanmalardan birinci derecede etkilenmesine neden oluyor.  Portföyünde kira sertifikası ve gelir ortaklığı senedi tutan faizsiz katkı fonları ise vade kısalığı nedeniyle hem piyasa dalgalanmalarına daha hızlı adapte oluyor hem de daha yüksek getiri sağlayabiliyor.

FAİZLER DÜŞTÜĞÜNDE HANGİ FONLAR KAZANIYOR?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası)  geçen yıl eylül ayında faiz indirmeye başlamasıyla tahvil faizleri ilk etapta yükseliş yönünde tepki vererek yüzde 25-28 aralığına çıktı. Bu yılın haziran ayından bu yana ise faizlerde aşağı yönlü bir hareket izleniyor. İşte bu düşüş eğilimi elinde tahvil, hazine bonosu gibi borçlanma aracı tutan kurumsal ve bireysel yatırımcılara yarıyor. Bu kurumların portföylerindeki varlıklar değer kazanıyor, getirileri yükseliyor. Bireysel emeklilik sisteminde de portföyünde tahvil-bono tutan fonlar geçen yıldan bu yana hızla değer kazandı. Bu fonlar hangisi diye bakıldığında, devlet tahvili fonları, kamu-özel borçlanma araçları fonları, standart fonlar ön plana çıkıyor.

Kamu ve özel borçlanma araçları fonları portföylerinde daha yüksek oranda tahvil-bono tutmak zorunda olmasına rağmen, son bir yılda getirileri devlet katkısı fonlarının altında kaldı. Burada devlet katkısı fonlarının portföylerinde tutmak zorunda oldukları asgari yüzde 10 oranındaki hisse senedi yatırımlarının getiriyi artırmakta fark yarattığı görülüyor.  Borsanın yükselen eğiliminin de katkısıyla devlet katkısı fonlarının portföyleri son bir yılda yüzde 84 büyüme gösterirken, ortalama getiriler faizli katkı fonlarında yüzde 57’e, faizsiz katkı fonlarında yüzde 61’e ulaştı.

FAİZLERİN YÜKSELİŞİNDEN NASIL KORUNMALI?

Peki, devlet katkısı fonları faizlerin düşüşünden iyi kazandı ya, tekrar faizlerde yükseliş başlarsa, ne yapmalı, kazanımları nasıl korumalı? Geleceğin ne getireceğini bilmesek de, olası senaryolar üzerinde konuşulabilir: Faizlerin aşağı yönlü eğilimi devam eder ise, portföylerinde yüksek oranda Türk Lirası bazında tahvil-bono bulundurmak zorunda olan fonlar, değer kazanmaya ve getirileri artmaya devam eder. Bu durumda devlet katkısı fonları, borçlanma araçları fonları ve standart fonların getirileri artar. Tersi yönde bir harekette ise bu fonlarda değer kaybı izlenebilir.

Katılımcılar olası şekilde faizlerde yükseliş eğilimi bekliyor ise, borçlanma araçları fonları ve standart fonlarını diğer fonlar ile değiştirebilir. Ancak devlet katkısı fonlarında maalesef böyle bir hakları bulunmuyor. Peki, yapacak hiçbir şey yok mu, dediğinizi duyar gibiyim. Katılımcılar, devlet katkısı fonlarında faizli-faizsiz fonlar arasında vade farkından oluşan getiriden faydalanmak için emeklilik planı değişikliği yaparak aynı şirkette faizsiz emeklilik planına geçebilir. İkinci seçenek ise devlet katkısı fonunda iyi getiri sağlayabilen şirketlere geçmek için aktarım hakkını kullanmak olabilir. Aktarım hakkını kullanmak pratikte oldukça meşakkatli bir seçenek olmasına rağmen, fonlar arasındaki getiri farklılığı uzun vadede birikimi ciddi oranda etkiliyor. Sistemdeki 25 adet katkı fonundan en iyi yıllık getiri yüzde 71 iken, en düşük getiri yüzde 45 seviyesinde bulunurken, 5 yıllık dönemde en yüksek getiri yüzde 230’a en düşük getiri yüzde 111’e ulaşıyor. Bu da şirket seçiminde devlet katkısı fonlarının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

**Para Dergisi’nin 16-22 Ekim 2022 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

KONUT SAHİBİ OLMANININ FARKLI YOLLARI

KONUT SAHİBİ OLMANININ FARKLI YOLLARI

   BES’TE RİSK ALMAK İSTEYENE, HER SEVİYEDE FON VAR

BES’TE RİSK ALMAK İSTEYENE, HER SEVİYEDE FON VAR